AHİR ZAMANA DOĞRU

Yazar Ayten Turan’ın kaleminden

Yazar Ayten Turan’ın kaleminden bir solukta okunacak önemli bir Köşe Yazısı

Felsefik bir yazı yazmak değil düşüncem, kimse kimsenin karanlığını bilemez, ne yaşadığını nelerle savaştığını bilemez…

İşte o yüzden Ahir zamanın yok oluştan öte uyanış olduğunu düşünüyorum…

Ya uyanacağız, iyiliği seçeceğiz ya da hep beraber yok olacağız…

Okumanız dileğiyle.

Ahir zaman Halk inancına göre dünyanın, insanlığın son günleri; kıyamete yakın yıllar ve günler, olduğu söylenir Ahir zamanı alametlerine bakıldığı zamanda o döneme yaklaşıyor muyuz? Sorusunu kendime sormadan duramıyorum.

Toplum bilincinde Ahir zaman alametleri nedir? Diye düşündüğümde, önüme çıkan alametler aslında çokta haksız bir düşünce içinde olmadığımı gösteriyor…

Ölümler, katliamlar, yaygınlaşır, ticaret artar ama usulsüzlük çoğalır, insanların insani duyguları yok olur, komşuluk, akrabalık yok olur, tecavüzler, saldırılar çoğalır, kadın erkek ayrımı azalır, umutsuzluk çoğalır, insanların içinde ki karanlık artar, cinayetler, intiharlar çoğalır, gün ve gün başa gelen belaların çoğaldığı görünür.

Bunları dahada çoğaltabiliriz, ahir zaman sona yaklaşmak olduğu düşünülerek alametleri kötü olsada, inançların yok olmadığı sürece ahir zaman ne kadar yakınmış gibi gelsede olacağını düşünmek istemiyorum.

Ben her kötülüğün sonunda, insanların bir uyanış içine geçeceği ve bu uyanışta iyiliklerin kazanacağını düşünmek istiyorum.

Bence son düşüncem daha da akla yatkın.

Neticede her son yeni bir uyanışa açılan kapıdır, düşüncesi içindeyim ve her yenilik eskisinden daha iyi noktalara getirir insanı.

Bazen hepimiz aynı karanlık düşünceler içinde olabiliriz, neticede insanız…

Gün içinde yaşadığımız tüm olumsuzluklar, duyduğumuz o kötü haberler ve insanın insana yaptığı bedenen ruhen yaşattığı kötülükleri duyup yaşayıp karanlıkta olmamak imkansız.

Ama birde şu var…

( Ruhen en büyük karanlıklar sabırla en yüce aydınlığa çıkandır, )

Yeter ki, inançla sabırla o karanlıkları aydınlık edebilelim.

Felsefik bir yazı yazmak değil düşüncem, kimse kimsenin karanlığını bilemez, ne yaşadığını nelerle savaştığını bilemez, son günlerde duyduğumuz cinayetler, saldırılar, savaşlar, ekonomik darlıklar ve insanın insana yaptığı çirkinlikler, ahir zamanı hatırlatsada bir uyanışında yakın olduğunu düşündürüyor bana.

Özellikle ülkemizde ki, dar boğazı, siyasi ve politik gidişatı, katliamları, tecavüzleri, eğitim ve sağlık sisteminde ki gerilemeyi gözlemlerken, artık bir uyanışın olması gerektiği düşünüyorum.

Olmalıda…

Bir Türk atasözünü burada hatırlatmak istiyorum…

( Kul sıkışmayınca Hızır yetişmez )

Bu atasözünü birçok anlamda yorumlayabiliriz, insanoğlu bugüne kadar buluşlarını çok daraldığı ve çok ihtiyaç duyduğu bir çıkmazın içindeyken bulmuştur.

Etrafınıza ya da kendinize bakın, hangi dönemlerde büyük çıkışlar yaptınız, hangi dönemlerde karanlığın sonunda kendi ışığınızı gördünüz?

Herşeyin sonuna geldiğiniz zamanı sandığınız anda değil mi?

Ya da artık benden olmaz deyip kendinize haksızlık yaptığınız dönemlerde, nasıl bir uyanışa geçip kendinizi daha iyi keşfettiğinize farkına vardınız değil mi?

İşte ahir zaman denen zaman birimide yok oluş değil, uyanış olduğunun belirtisi bunlar.

Elbette kötülükler bu dünya var oldukça olacak, haksızlıklarda, belki bazı değerlerin kaybolmasıyla  bu kötülükleri daha çok hissediyoruz ve bu his bizi ahir zamanı hatırlatıyor, ama şu bir gerçek ki, iyilikler bitmedikçe iyi insanlar yok olmadığı sürece Dünya o sona hiçbir zaman gelmeyecek.

Yinede insan olarak toplum olarak birbirimizi iyiliklere yöneltip o uyanışı hep beraber yapalım.

Yanlışa yanlış diyerek uyanamayanları uyandırmaya çalışalım ben inanıyorum ki,

İyilik iyidir ve iyilik, doğruluk, kazanacak.

Unutmayın! Hiçbir gece yoktur ki, sabah olmasın ve gecenin en zifiri karanlığı, güneşin doğuşuna en yakın zamandır.