Aydın Yücer: Hayvancılıkta Bilimsellik Ve Destek Şart

Emekli uzman öğretmen Aydın Yücer, öğretmenlik kariyerinden emekli olduktan sonra köyünde hayvancılık yapmaya başlayan bir yetiştirici olarak bilimsellik ve desteklerin hayvancılık sektöründe büyük önem taşıdığını vurguluyor.

EN BÜYÜK YATIRIM İNSANADIR

En büyük yatırımın insana olduğu belirten Yücer “Öncelikle şunu söylemeliyim ki ben 1980 yılında öğretmenlik mesleğine başlayıp 2016 yılında emekli olana kadar Niksar’da birçok öğrenci yetiştirdim. 36 yıllık devlet memuriyet hayatımda uzun yıllar idarecilik yaptım ve en önemli yatırımın insana olduğu kanaatindeyim. Birçok meslekten yetiştirdiğimiz öğrencilerimiz var, milletvekilleri, doktorlar, bürokratlar, iş insanları, sanayiciler vs. hepsiyle gurur duyuyoruz. Hepsi üretken hepsi vatana millete yararlı birer birey oldular.” Dedi.

AİLE İÇİNDE KURUMSAL BİR ŞİRKET GİBİ İŞ DAĞILIMI VAR

Yücer Köyde büyüdüğünü, geniş ve nüfuzlu bir aileye sahip olduğunu belirterek  “Biz köyde büyüdük, geniş ve nüfuzlu bir ailemiz vardı. Dedem Yüzbaşıoğlu Talip ağa bölgede hatırı sayılır bir kanaat önderiydi. Sözü geçen, eli bol ve cömert bir kişilikti. Namını yani ağalığını almakla değil vermekle almıştı. O dağıttıkça Allah da ona bahşetti ve bir zenginlik ihsan eyledi. Sayısı ortalamanın çok üzerinde büyük ve küçükbaş sürüleri, hizmetkârları, ekip biçtiği arazileri hâsıl oldu. Tabi hükmedilen hayvan ve iş bölümü çeşitli, hane halkı da kalabalık, amcam, babam, amcamın çocukları, kardeşlerim derken hane içinde kurumsal bir şirket gibi iş bölümü de var. Kimi arazilerden, kimi hayvanlardan, kimi şehirdeki işlerden sorumlu bana da küçükbaş hayvanlardan oluşan keçi ve koyun sürüsünden bir görev düştü. Daha okula bile başlamadan kendimi sürü yönetiminde buldum, halk arasında bir tabir vardır paçasına kemre değmesin yeter ki diye. Eğitim enstitüsinden mezun olup öğretmen olduktan yıllar sonra bir gün o paçamdaki kemre bana göz kırptı ve tekrar hayvancılığa başladık.” Sözlerine yer verdi.

HAYVANCILIKTA BİLİMSELLİK ŞART

Öncelikle bölgesindeki Karayaka ırkıyla ilgili çalışmalar yaptığını ifade eden Yücer “ Karayaka Irkı eşi benzeri olmayan bir ırk, yaylımda her otu yemez, seçicidir, tükettiği otlar etine lezzet katar ki Tokat kebabına en büyük lezzeti veren de onun bu seçiciliğidir. Pirzola, germeç, siner vs. için karayaka kuzusu olmazsa olmazdır lakin bu ırk sürü sahibi için oldukça verimsizdir. İki yılda üç kez kuzular, üretim için çok düşük bir rakamdır.” Dedi

Araştırma sürecini açıklayan Emekli öğretmen Yücer “GOP üniversitesi Ziraat Fakültesi ile bir dönem çiftliğimizi pilot bölge yaparak Amasya Gökhöyük damızlık çiftliğiyle akredite bir şekilde çalışarak ikiz doğum oranı en yüksek ırk olan sakız koyunu damızlığıyla, bizim yöremizin karayaka ırkını çiftleştirmek maksadıyla ortaya çıkan Bafra koyununu Niksar’da ürettik. On sekiz yıl boyunca bunun üretimini ve verimini gerçekleştirdik. Çevre bölgelere, başta sahil şehirleri olmak üzere (Sinop, Samsun, Ordu, Giresun) İç Anadolu’ya da ürettiğimiz damızlık kuzularımızı gönderdik. Burada Fikri kahyaya teşekkür etmeden geçemem.

Hayvancılığa başka bir profesyonellik getirdik. Hayvancılık baktık ki uzun yıllardır babalarımızın, dedelerimizin uyguladığı yöntemle kara düzen gidiyor. Kara düzen nedir, risk almadan yılların getirdiği tecrübe ile (tabiri caizse azıcık aşım ağrısız başım) lakin biz buna bilimsellik getirdik, üniversiteyle birlikte çalıştık. Türk tarımı ve hayvancılığı daha nasıl ileriye gidebilir diye kafa yorduk, mesai harcadık, geldiğimiz noktada kendimize, çevremize, çevre köy ve illere verimi yüksek birer ırk bırakabildiysek ne mutlu bizlere.

Koyunculuğu belirli bir ivmeye getirdiğimize inanıyorum, mesai harcama sırası keçi ve keçicilikteydi. Çünkü keçinin sütü probiyotik olarak çok değerli bir seviyede. Salt keçi sütünden yoğurt tutmuyor, çünkü içerisinde o kadar yararlı mikrobiyotik var ki mayayı anında yiyip bitiriyorlar. Keçi peyniri de hakeza vitamin ve kalsiyum açısından altın değerinde. Lakin üretimi de bir o kadar düşük.” Sözlerine yer verdi.

KÜÇÜKBAŞ SAĞIMI DURAKLADI

“Küçükbaş sağımı durakladı,” diyerek bu konuya odaklandığını belirten Yücer “ Sağmıyor eskisi gibi üreticiler, oğlağa ancak yetiyor, zaten bir avuç süt veriyor lafı baktık ki sığınılacak bir liman biz de yüksek süt verimi olan “halep-şami”ve “saanen” ırklarını getirdik. Saanen zaten bölgede bilinen bir ırktı dondurma yapımında çok tercih edilir lakin Halep cinsi hem Anadolu havzasına uyum açısından hem de yüksek süt veriminden ötürü bölgemizde çok güzel sonuçlar sağladı.

İyi bir bakımla günlük 4-5lt. süt veren Saanen keçisi ile iki litre süt verebilen halep keçisi yerli ırk olan kıl keçisi gibi haşin ve başına buyruk değildir, yaylımda dağlara sarmaz, engebeli araziye tırmanmaz. Oldukça uysal, ürkek ve emir komutaya alışkındır. Çoban nereye basarsa keçi de oraya basar. Belirli oğlaklama dönemleri vardır onun dışında gebe kalmaz, dolayısıyla çobana stres ve efor sarf ettirmez. Meralarda otlar, üretimin zahmet seviyesi oldukça düşüktür.” İfadelerine yer verdi.

 CANLI HAYVAN İHRACATINA BAŞLANABİLİR

Tarım Bakanlığı AR-GE, analiz ve laboratuvar iştirakleriyle, kontrollü ve denetimli maddi teşviklerle biz üreticileri desteklerse belki de bir gün canlı hayvan ihracatına bile başlanılacağını vurgulayan Yücer “Biz aileden alt yapısı olan, yıllarca devlet kademesinde idarecilik disiplini ile yoğurulmuş biri olarak belirli bir maddi yatırımı Türk hayvancılık ve damızlık üretimde kullanmayı göze alıp bu sektöre emek vermenin sonuçlarını belirli bir ivmenin üzerinde görmeyi çok arzu ediyoruz. Bireysel yatırımcı ve girişimci olarak kamu iştikallerinin haricinde ancak bir ivmeye kadar gelebiliyoruz. Ancak tarım bakanlığı AR-GE, analiz ve laboratuvar iştirakleriyle, kontrollü ve denetimli maddi teşviklerle biz üreticileri desteklerse belki de bir gün canlı hayvan ihracatına bile başlarız. Burada sadece ARGE’den bahsetmeyeceğim. Devletimizin birçok bakımdan desteklemeleri var. Fakat bunlara ulaşmak vatandaş açısından çok zor… Devletimiz misal koyun için koç desteklemesi keçi için teke desteklemesi veriyor. Desteklemelerde istenilen şartların birçoğunu köylü vatandaş sağlamakta zorluk çekiyor. Diğer taraftan IPARD: KOSGEP: DOKAP gibi destek veren kurum ve kuruluşlar var ama onların evrak takibi açısından vilayet merkezlerinde köydeki insanın koşturması ayrı bir handikaptır. Ayrıca  bankacılarımıza  da büyük görevler düşüyor. Destekleme sorunlarını daha iki önceki valimizle konuştuk ne yapılması ile ilgili benden yazılı bilgi istedi. Yazdım verdim. Bakanlıkla paylaşacağını belirterek talebimizle ilgilendiler? Bana  hayvancılık konusunda emeğini esirgemeyen Uğur ve Onur kardeşlere de ayrıca teşekkür ederim.” Dedi.

DESTEKLEME İÇİN ÖNERİM VAR

Destekleme için önerilerinin olduğunu dile getiren Aydın Yücer “Kısaca destekleme şöyle olsa hem daha çok vatandaş yararlanır hem de ekonomimize büyük katkı sağlanır. Günümüzde çoban bulmak çok zorlaştı. Malum söylentiye göre çobana kız bile vermiyorlar artık. Çobanın sigorta priminin en az yarısını devlet ödemeli. Ruhsatlı silahını vermeli yılda bir kere kepeneğini vermeli. Hayvan başı küpe bedelini 100tl. yapmalı. Hayvan sayısına destek vermeli. Hatta banyo ilaç bedelini yılda bir kere ücretsiz olarak vermeli. Milli ekonomimize katkı sağlayan tüm yetiştiricilerimize bereketli günler ve sağlıklar diliyorum.” Dedi.

Exit mobile version